Bağlanma, bebeklerin ve çocukların bakım verenleri ile oluşturdukları duygusal bağ ile temellenir. Yani bağlanma, insanlar arasındaki duygusal bağların temelini oluşturan bir kavramdır. John Bowbly’ye göre bu oluşturulan bağlar insanın hayatının ilerleyen dönemlerindeki ilişkilerini ve davranışlarını da şekillendirir.
Bağlanma Kuramı üç temel ilke içerir:
– Güvenlik İhtiyacı
– Bağlanma Davranışları
– Ayrılma Kaygısı
Bağlanma Türleri
– Güvenli bağlanma, bireyin yaşamının ilk yıllarında, genellikle birincil bakım veren (çoğunlukla anne) ile kurduğu,güven ve yakınlığa dayalı duygusal bir bağdır. Bu bağ, bireyin psikolojik gelişiminde temel bir role sahiptir. John Bowlby ve Mary Ainsworth gibi araştırmacılar tarafından geliştirilen bağlanma teorisi, güvenli bağlanmanın önemini vurgulayarak, bu bağın bireyin gelecekteki ilişkileri, öz güveni ve genel refahı üzerindeki derin etkilerini ortaya koymuştur. Güvenli bağlanan bireyler, çevrelerini güvenle keşfederler, stresle başa çıkma becerileri daha yüksektir ve olumlu sosyal ilişkiler kurma eğilimindedirler. Bu bağ, bireyin içsel çalışma modelini şekillendirir ve yetişkinlikteki ilişkilerinde de bir şablon görevi görür. Güvenli bağlanmanın oluşumu, bakım verenin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olması, tutarlı ve destekleyici bir ortam sağlaması gibi faktörlere bağlıdır.
– Güvensiz bağlanma, bireyin yaşamının ilk yıllarında, genellikle birincil bakım verenle kurduğu, güven ve yakınlıktan yoksun duygusal bir bağdır. Bu bağ, güvenli bağlanmanın tam tersi olarak, bireyin gelecekteki ilişkileri, öz güvenini ve genel refahını olumsuz etkileyebilir. John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından geliştirilen bağlanma teorisi, güvensiz bağlanmanın farklı türlerini ve bu türlerin bireyin gelişimine olan etkilerini detaylı bir şekilde incelemiştir.Güvensiz bağlanma, genellikle tutarsız, öngörülemez veya duygusal olarak yetersiz bir bakım verenle olan etkileşimlerin bir sonucu olarak gelişir. Güvensiz bağlanan bireyler, yetişkinlikte de ilişkilerinde zorluklar yaşayabilirler. Örneğin,kaygılı bağlanan bireyler, terk edilme korkusu yaşarlar ve yakın ilişkilerde aşırı bağımlı olabilirler. Kaçıngan bağlanan bireyler ise duygusal yakınlıktan kaçınırlar ve diğer insanlara güvenmekte zorlanırlar. Güvensiz bağlanmanın kökenleri çocukluk dönemine dayanmakla birlikte, terapi ve destekleyici ilişkiler sayesinde bu bağ kalıpları değiştirilebilir.
– Kaçınan Bağlanma: Güvensiz kaçınan bağlanan bireyler, bakım verenlerine karşı daha bağımsız bir yaklaşım geliştirirler.Duygusal ihtiyaçlarını bastırmaya veya inkar etmeye eğilimleri görülebilir. İleride kurdukları ilişkilerinde duygusal bağları daha zayıf olabilir. Oluşturdukları ilişkilerinde yoğun bağımsızlık ve uzaklık bu türden bağlanan bireyler için oldukça önemli olabilir.
– Dağınık Bağlanma: Dağınık bağlanan bireylerde çocukluk dönemlerinde bakım verenlerine karşı hem güvenip hem de güvenmeme durumu türünde oluşur. Bu türde bağlanmış bireylerde bakım verenlerine karşı daha belirsiz ve karmaşık tepkiler görülebilir. İleride kurdukları ilişkilerinde karmaşık ve zorlu olabilirler. Oluşturdukları ilişkilerinde hem uzaklık hem de yakınlık arasında sık sık çatışmalar yaşayabilirler.
- Bağlanma türleri genel olarak çocukluk döneminde bireylerin bakım verenler ile olan ilişkileri sonucu şekillenir. Bu bağlanma türleri çocukluk deneyimlerimize dayanır ve yetişkinlikteki ilişkilerimize yansır.
- Önemli olan nokta her bireyin deneyimi, duyguları biriciktir. Terapistiniz ile bağlanma türlerinizi anlamak ve geliştirmek önemlidir.